- Üretkenlik, Büyüme, İçsel Büyüme Modelleri, Dış Ticaret.
JEL F14, F43, O41, O47 - Yoksul ülkeler ile zengin ülkeler arasındaki devasa gelir açığı günümüzün en çarpıcı olgusudur. 20. Yüzyılın ikinci yarısında dış ticaret politikaları bu açığı kapatmanın bir aracı olarak kullanılmıştır. 1980’li yılların ortalarında filizlenen İçsel Büyüme Modelleri ampirik çalışmalara sağlam teorik temeller sağlamıştır. Bu modellere göre dış ticaret beraberinde, teknoloji, yönetim ve örgütlenme ile ilgili dışsallıkları getirirse büyüme olumlu etkilenir. Ancak dışa açılma sonucu, ülke dinamik olmayan sektörlerde uzmanlaşırsa büyüme olumsuz etkilenecektir.
Türkiye’nin 1950-2000 dönemi verilerine dayanarak yapılan sınamalar, GSYİH ile dış ticaret arasındaki nedensellik ilişkisinin ihracat-ithalat-sermaye birikimi-büyüme biçiminde işlediğini göstermektedir. Benzer şekilde, gelişmekte olan ülkelerin, gelişmiş ülkelerden yeni sermaye malları ithal ederek üretkenlik artışı sağladıkları ve beşeri sermayenin bu süreci hızlandırdığını öngören Romer (1990) modelinin açık ekonomiye uyarlanmış bir biçimi sınanmıştır. Bulgular ithal edilen makine teçhizat ve beşeri sermayenin, büyümeyi pozitif yönde etkilediğini göstermektedir. İhracatın sağladığı katkı oldukça zayıf görünmektedir. Ayrıca, Etkileşim mekanizmasının dış ticaret-uzmanlaşma-üretkenlik-büyüme biçiminde işlediğini öngören Krugman-Lucas modeli Türkiye İmalat Sanayii için (1963-1996) test edilmiştir. Özellikle 1980 sonrası dönemde bu mekanizmayı destekleyen bulgular elde edilmiştir.
- Üretkenlik, Büyüme, İçsel Büyüme Modelleri, Dış Ticaret.
JEL F14, F43, O41, O47
Bilgi, fiziksel ve beşeri sermaye birikimin belli ölçülerde kamusal mal niteliği taşıması, hükümet politikalarını zorunlu kılmaktadır. Kalıcı bir büyüme süreci ülkelerin kendi şartlarına uygun gelişme stratejilerini oluşturmaları sonucu elde edilebilir.