Benjamin, Tarih (Felsefesi) Üzerine Tezler ve Tarih Yazımı

felsefe tez konuları,     felsefe tezleri,     felsefe tezsiz yüksek lisans,     felsefe tez örnekleri,     felsefe tezsiz yüksek lisans veren üniversiteler,     felsefe tez önerisi,     felsefe tez konusu,     felsefe bitirme tezleri,     felsefe bölümü tez konuları,     felsefe doktora tezleri  ,     felsefe yüksek lisans başvuru koşulları,     felsefe yüksek lisans bilim sınavı,     felsefe yüksek lisans başvuruları,     felsefe yüksek lisans bölümleri,     felsefe yüksek lisans boğaziçi,     felsefe yüksek lisans başvuru şartları,     istanbul üniversitesi felsefe yüksek lisans başvuru koşulları,     istanbul üniversitesi felsefe yüksek lisans başvuru,     boğaziçi üniversitesi felsefe yüksek lisans başvuru koşulları,     felsefe bölümü yüksek lisans programları,

Benjamin, Tarih (Felsefesi) Üzerine Tezler ve Tarih Yazımı
Bora Erdağı
Mehmet Evren Dinçer
Giriş
Bu çalışmada Benjamin’in Tarih Felsefesi Üzerine Tezler’inden (1940) bazıları cümle cümle “açıklanacaktır”. Bu açıklama yapılırken Benjamin’in kendi yazılarına bazen de açıklamamıza yardımcı olacak ikincil kaynaklara göndermeler yapılacaktır. Benjamin’in tezlerinin analizinin basamak basamak ilerleyerek açıklanması, Benjamin’in görüşleri üzerinden gelişen literatürün karmaşıklığına olan güvensizlikle aramızda mesafe koymak ve okuyucuyu da bu konuda doğrudan Benjamin’in Tezler’indeki temel iddiaları araştırmaya yöneltmektir.1 Benjamin’in tezlerinin bu tür bir analizi, bu çalışmanın yazarlarının Benjamin üzerine başka bir görüşünden de kaynaklanmaktadır: Bu görüş, Benjamin’in “bütünsel bir diyalektik kavrayışı”2 farklı kesintiler üzerinden sürdürüyor
1 Yirminci yüzyılın son çeyreğinden itibaren Benjamin ile ilgili çalışmaların gitgide çoğaldığı söylenebilir. Bu artış hem doğrudan Benjamin’in çalışmalarının derlenmesi hem de onun çalışmaları üzerine doğrudan ya da dolaylı referanslarla oluşturulan literatürün çoğalmış olmasından hareketle rahatça ifade edilebilir. Bizim bu ikincil literatürle aramıza mesafe koymak istememiz, tam da bu literatürün niteliğinin sorgulanıyor olmasıdır. T. Adorno, G. Scholem, H. Arendt, S. Sontag, M. Jay, R. Tiedemann, T. Eagleton, P. Missac, J. Habermas, R. Rochlitz, M. Löwy , P. Osborne, G. Steiner… v.d. hem kendi aralarında hem de yaptıkları derlemelerde yazanların ve onların çalışmalarına referans yapan yazarların kendi aralarında, Benjamin’in çalışmalarının ne demek istediğine dair “net” bir uzlaşı oluşmamıştır. Hatta bu uzlaşı arayışı bile bazı yazarlarca imkânsız bir şey olarak görülüp baştan reddedilmiştir. Bu durumun nedenleri kısaca bir takım başlıklar altında şöyle toplanabilir: i) Benjamin, felsefi olarak yeni-Kantçılığın ve onun bilimsel nesne kuramının eleştirisini sorunların kökenine inerek yapmak istemiştir. ii) Trajik karakterin modern kültürdeki yerinin

felsefe tez konuları,     felsefe tezleri,     felsefe tezsiz yüksek lisans,     felsefe tez örnekleri,     felsefe tezsiz yüksek lisans veren üniversiteler,     felsefe tez önerisi,     felsefe tez konusu,     felsefe bitirme tezleri,     felsefe bölümü tez konuları,     felsefe doktora tezleri  ,     felsefe yüksek lisans başvuru koşulları,     felsefe yüksek lisans bilim sınavı,     felsefe yüksek lisans başvuruları,     felsefe yüksek lisans bölümleri,     felsefe yüksek lisans boğaziçi,     felsefe yüksek lisans başvuru şartları,     istanbul üniversitesi felsefe yüksek lisans başvuru koşulları,     istanbul üniversitesi felsefe yüksek lisans başvuru,     boğaziçi üniversitesi felsefe yüksek lisans başvuru koşulları,     felsefe bölümü yüksek lisans programları

anlaşılmasına çalışmış ve sorunların kökenine inerek modern kültürün kişilikleri dışlayan yapısının eleştirisini yapmak istemiştir. iii) Teolojinin ve kültürün her tür olanaklarını, tehlike içinde ilerleyen insanlığı uyarmak için hiç tereddütsüz kullanmış ve bunda herhangi bir sakınca görmemiştir. iv) Kendi yaşamının parçalanmışlığını aşmak için gösterdiği çabayı, yapıtlarının oluşumunda da göstermiş ve bu da onun analitik bir metodolojiye karşı diyalektik bir bütünlük anlayışını benimsemesine yol açmıştır. v) Hayatına giren hiçbir şeyi tıpkı bir koleksiyoncu gibi hiç kaybetmemiş, onları günü geldikçe anlama çabası içinde yeniden canlandırmıştır… İşte bütün bunlar onun hayatının ve yazdıklarının girift ve kaotik yapısını örgütlemektedir. Bu yüzden biz bu çalışmada Benjamin’e doğrudan yaklaşımı uygun gördük.
2 Bütünsel bir diyalektik kavrayışla; teorik, teknik ve olgusal sınırları belirli olan şeylerin gerçekte belli bir momentin görünümü olduğu, bu momentin eşzamanlılıkta bile farklı bakış açılarına göre farklı görünümlere bürünebileceği, dolayısıyla tüm zorluklarına rağmen, teorik, teknik ve olgusal sınırları bir bütün içinde görmenin gerekliliği olarak kastediyoruz. Benjamin’in günlük hayatta kullandığımız nesnelerde en derin felsefi yansımaları görüyor olması, ya da tersten bakılırsa en derin felsefi gerekçelendirmelerin günlük hayatın basit düzenliliği ile örtüşüyor olmasına sürekli işaret eden metinler

felsefe tez konuları,     felsefe tezleri,     felsefe tezsiz yüksek lisans,     felsefe tez örnekleri,     felsefe tezsiz yüksek lisans veren üniversiteler,     felsefe tez önerisi,     felsefe tez konusu,     felsefe bitirme tezleri,     felsefe bölümü tez konuları,     felsefe doktora tezleri  ,     felsefe yüksek lisans başvuru koşulları,     felsefe yüksek lisans bilim sınavı,     felsefe yüksek lisans başvuruları,     felsefe yüksek lisans bölümleri,     felsefe yüksek lisans boğaziçi,     felsefe yüksek lisans başvuru şartları,     istanbul üniversitesi felsefe yüksek lisans başvuru koşulları,     istanbul üniversitesi felsefe yüksek lisans başvuru,     boğaziçi üniversitesi felsefe yüksek lisans başvuru koşulları,     felsefe bölümü yüksek lisans programları
olması düşüncesidir. Benjamin okurlarının da bileceği gibi, onun çalışmalarında ve yorum çabalarında çeşitli kavramların tekrarı ve bu kavramların görünümlerinin farklı boyutlarından söz etmek her zaman mümkündür. Bu çalışmada Benjamin’in bu kavrayışı aynen benimsenerek geliştirilecektir. Benjamin’in, özel olarak tarih kavrayışının temellendirilebilmesi için deneyim, metafizik, teolojik ve epistemolojik açıdan felsefe, günlük hayat, tarih… gibi kavramların kavramsal çerçeveleri onun yapıtlarındaki gizil konumları itibarıyla ele geçirilmeye çalışılacaktır.
Tarih (Felsefesi) Üzerine Tezler ve Tarih Yazımı
“Geçmişi tarihsel olarak kurmak ‘onu gerçekten olmuş olduğu gibi’ tanımak değil, tehlike ânında birden parlayıveren anıyı ele geçirmektir” (Benjamin, 2001c: 41). Bu kısa cümle Tezler’de tarih yazıcılığıyla ilgili öne sürülen düşüncelerin en özlü ifadesidir. Diğer tüm tezlerde bu ifadeye yakın ya da bu ifadeyi açıklayıcı ifadeler bulmak mümkündür. Örneğin on yedinci tezde eleştirdiği ve savunduğu tarihyazıcılıklarının adını koyarak şöyle söyler Benjamin: “Historisizm eninde sonunda evrensel tarihe varır. Maddeci tarih yazımının yöntem açısından belki de en belirgin biçimde ayrıldığı anlayıştır evrensel tarih. Kuramsal donanımdan yoksundur. Yöntemi bir toplama işleminden ibarettir; homojen ve boş zamanı doldurabilmek için olgu yığınları devşirir” (Benjamin, 2001c: 48). Tarih kavramı üzerine yazılmış bu tezlerin en çok üzerinde durulması gereken bölümleri şüphesiz tarihin neliğine dair şeylerin tartışıldığı bölümlerdir. Benjamin’in ölümünden çok kısa bir süre önce kaleme aldığı ancak yaklaşık yirmi beş yıldır tartışageldiği bu metni tarihin neliği ve tarihsel maddeciliğin amacı açısından ele almak gerekir.3 Benjamin historisizm4 ile neyi kastetmektedir? Bu oldukça açıktır: Evrensel tarih amacına yönelik her tür teorik tarih yazıcılığını. Peki neden bu tür
yazması aslında onun diyalektik bir bütünlüğe ne kadar içten bağlandığını yeterince açık bir şekilde göstermektedir.
3 Bu metnin yaygın olarak kullanılan iki adı vardır. Birincisi Türkçe’de bizim de esas alacağımız metindeki başlıktır: Tarih Kavramı Üzerine. İkincisi ise Hannah Arendt’in derlediği Illuminations içinde kullanılan başlıktır: Tarih Felsefesi Üzerine Tezler. Bu yazıda Tarih Kavramı Üzerine metnine referans versek de metin daha çok Tezler adıyla bilindiği için metin içinde bu kısa başlığı kullanacağız.
4 Historisizm kavramı yerine tarihselcilik kavramının kullanılmasından yanayız ancak kaynak olarak kullandığımız metin, terimi historisizm olarak kullandığı için metin içinde bütünlük olması açısından biz de bu kullanışı tercih edeceğiz.
felsefe tez konuları,     felsefe tezleri,     felsefe tezsiz yüksek lisans,     felsefe tez örnekleri,     felsefe tezsiz yüksek lisans veren üniversiteler,     felsefe tez önerisi,     felsefe tez konusu,     felsefe bitirme tezleri,     felsefe bölümü tez konuları,     felsefe doktora tezleri  ,     felsefe yüksek lisans başvuru koşulları,     felsefe yüksek lisans bilim sınavı,     felsefe yüksek lisans başvuruları,     felsefe yüksek lisans bölümleri,     felsefe yüksek lisans boğaziçi,     felsefe yüksek lisans başvuru şartları,     istanbul üniversitesi felsefe yüksek lisans başvuru koşulları,     istanbul üniversitesi felsefe yüksek lisans başvuru,     boğaziçi üniversitesi felsefe yüksek lisans başvuru koşulları,     felsefe bölümü yüksek lisans programları
bir tarih yazıcılığı sorunludur? Bu da oldukça açıktır: Tarih, felsefi olarak geleneksel anlamda doxa, gelip geçici olan, günlük yaşantının profanlaşmış görüntülerinin zeminidir. Dolayısıyla tek başına kesinlikten ve nesnellikten söz edilemeyecek bir alanı işaret eder. O halde tarih, kendisini bir nesnelleşme mantığının ifadesi altında anlam arayışına bırakmalıdır. Benjamin’e göre bu tip bir tarih yazıcılığı, insansal dünyanın ilişkilerinin kuruculuğunu -düzenleyiciliğini değil- göz ardı etmektedir. Bu yüzden de maddeci bir tarih anlayışının benimsenmesi gerektiğini savunuyor. Bu belirlemeyi biraz daha açmak adına şöyle de denebilir. Benjamin’in itirazı şunadır: Günlük hayatın içinde öznelerin deneyimlerinin evrensel tarihe bağlanmak adına göz ardı edilmesine ya da onların deneyimlerinin anlam kazanabilmesi için “evrensel tarih” tarafından soğurulmasına, özümsenmesine, meşruiyet adına evrenselin sürekliliğine ve kesinliğine boyun eğilmesinedir.5 Şüphesiz hem on dokuzuncu yüzyılın tarih filozoflarınca hem de kendi felsefi kurgularında tarihe ilişkin görüş üretmiş daha önceki filozoflarca, gündelik hayat bağlamında tarihin anlamı metafiziğin boyunduruğunda ancak varolabilmiştir! Evrensel tarih kavrayışlarının genel niteliği işte tam da bu yüzden “homojen” ve “boş zaman” formları ile “ilerlemek”tedir. Oysa tarihsel maddeci açısından evrensel tarih adına, yaşamı, deneyimi dışlayan ve sadece “teori için teori”, “sanat için sanat”, “teknik için teknik”… türü bir tarih yazımı olanaksızdır.

felsefe tez konuları,     felsefe tezleri,     felsefe tezsiz yüksek lisans,     felsefe tez örnekleri,     felsefe tezsiz yüksek lisans veren üniversiteler,     felsefe tez önerisi,     felsefe tez konusu,     felsefe bitirme tezleri,     felsefe bölümü tez konuları,     felsefe doktora tezleri  ,     felsefe yüksek lisans başvuru koşulları,     felsefe yüksek lisans bilim sınavı,     felsefe yüksek lisans başvuruları,     felsefe yüksek lisans bölümleri,     felsefe yüksek lisans boğaziçi,     felsefe yüksek lisans başvuru şartları,     istanbul üniversitesi felsefe yüksek lisans başvuru koşulları,     istanbul üniversitesi felsefe yüksek lisans başvuru,     boğaziçi üniversitesi felsefe yüksek lisans başvuru koşulları,     felsefe bölümü yüksek lisans programları
Bu noktadan altıncı teze6 geri dönelim. İlk cümle açıkça ortaya koyuyor ki, tarihsel maddecinin birincil hedefi geçmişi tarihsel olarak kurmaktır ve bu ancak, tehlike ânında birden parlayıveren anıyı ele geçirmekle mümkündür. Peki Benjamin’e göre
5 Bu teorik ikâmecilik en çıplak şekilde ulus tarihçiliğinde görülebilir. Benedict Anderson’ın Hayali Cemaatler’de (Anderson, 1995) ortaya koyduğu gibi evrensel bir tarih anlatısı olarak ulusun tarihi ve onun doğuşu anlatılırken gündelik deneyimler bastırılmış ve hayali bir cemaat olarak ya da kavramsal bir dile tercüme edersek soyut bir bütünlük kategorisi olarak ulus ön plana çıkarılmıştır. Harootunian bu durumu tarihin gölgelenmesi olarak adlandırmaktadır (Harootunian 2004: 182-184).
6 Altıncı Tez: “Geçmişi tarihsel olarak kurmak ‘onu gerçekten olmuş olduğu gibi’ tanımak değil, tehlike ânında birden parlayıveren anıyı ele geçirmektir. Tarihsel maddeciliğin meselesi, tehlike ânında tarihsel öznenin karşısında beklenmedik bir şekilde beliriveren geçmiş imgesini alıkoymaktır. Geleneğin hem kendi varlığı, hem de onu devralanlar tehlikededir. Her ikisi de aynı tehdit altındadır: Hâkim sınıfın aleti durumuna düşmek. Geleneği, onu hükmü altına almak üzere olan konformizmin elinden çekip almak, her dönemde yeni baştan girişilmesi gereken çabadır. Mesih sadece kurtarıcı olarak değil, aynı zamanda Deccal’e boyun eğdirmek üzere gelir. Düşman kazanacak olursa, ölüler bile payını alacak bundan. Ancak bu endişeyi içinde duyan tarihçi, geçmişteki umut kıvılcımlarını alevlendirme yetisine sahiptir. Ve düşman kazanmaya devam ediyor hâlâ” (Benjamin, 2001c

felsefe tez konuları,     felsefe tezleri,     felsefe tezsiz yüksek lisans,     felsefe tez örnekleri,     felsefe tezsiz yüksek lisans veren üniversiteler,     felsefe tez önerisi,     felsefe tez konusu,     felsefe bitirme tezleri,     felsefe bölümü tez konuları,     felsefe doktora tezleri  ,     felsefe yüksek lisans başvuru koşulları,     felsefe yüksek lisans bilim sınavı,     felsefe yüksek lisans başvuruları,     felsefe yüksek lisans bölümleri,     felsefe yüksek lisans boğaziçi,     felsefe yüksek lisans başvuru şartları,     istanbul üniversitesi felsefe yüksek lisans başvuru koşulları,     istanbul üniversitesi felsefe yüksek lisans başvuru,     boğaziçi üniversitesi felsefe yüksek lisans başvuru koşulları,     felsefe bölümü yüksek lisans programları

Tez Ödev Talep Formu

Son Faaliyetler
Eylül 2024
P S Ç P C C P
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
30