Stendhal’in Kırmızı Ve Siyah İle Parma Manastırı’nda Anlatı Tekniklerinin Çözümlemesi
Stendhal’in iki büyük romanı, Kırmızı ve Siyah ve Parma Manastırı, üç farklı anlatım biçimiyle yazılmış olmaları bakımından ayrı bir önemdedir. Anlatıcının bakış açısı, kahramanların iç konuşmaları ve yazar müdahalelerinden oluşan bu üçlü teknikte, Stendhal özgün bir yaklaşım geliştirir. Kelimeler, cümleler ve olay bu biçimsel çeşitlilik ve derinlikle ayrı bir anlam kazanır.
Söz konusu iki romanın anlatı tekniklerinin analizinde, Gérard Genette tarafından ortaya atılan anlatıbilimsel ele alış biçimini izledik. Bu ele alış biçiminin, dilbilimsel konularıyla ilgilenmedik. Romanın temel biçimlerini sunmak için, bakış açısını, anlatıcının kimliğini, zamansal ilişkileri ve kişileri ortaya koyan ikinci yöntemi tercih ettik.
Anlatıcının bakış açısı, söyleme biçimi ve zamanı olayların ritmini denetler. Kişiler üzerindeki eleştirmeli açıklamalarını ve yargılarını açığa vuran anlatıcı, okuyucuya olayların gerçekliğinden ipuçları sunar. Olaylar arasında kurduğu ustalıklı bağlantılar sayesinde okuyucunun gereksinim duyduğu inanılabilir bir ortam hazırlar. Zaman zaman olayın içinde taraflı bir yer alarak anlatıcı, okuyucunun da taraflı olması gerektiğini açıklar.
Stendhal’in anlatı tekniği ruhbilim ile iç içe girer. Yazar kendi ruh çözümünü kişilerin iç konuşmalarına uygular, fakat okuyucunun dünyayı kendi gözleriyle görmesini istemez, zira her okuyucunun kendi bakış açısına sahip olması gerekir. Bakış açımız bizim kim olduğumuzu, kişiliğimizi belirtir. Öykünün ortasındaki bu iç konuşma yeniliği Stendhal’e özgüdür.
Kırmızı ve Siyah ile Parma Manastırı, yaşam için mücadeleyi yansıtır. Hayatın gerçeğini ortaya koyan ayna-roman, yansıtmakla yetinmez. Bu ayna-roman, genel durumunun da sık sık göz önünde tutulduğu bir varlık gibi görünür. Ruhbilimsel çözümleme, anlaşılması güç olayları ayırdetmeye olanak sağlar. Bu iki eser, bakış açısının, iç konuşmaların ve ruhbilimsel karakterlerin yer almasıyla çağdaş eserler olarak görünürler.
Önbelirti ya da kehanet tekniği, temel kişilerin kaderinin oluşumunu bildirir. Bu yapı, kahramanların alınyazısının ilk adımını oluşturur. İkinci dereceden kişilere uygulanmış, ikileme tekniği çekici bir genel izlenim yaratır. Temel kişilerin belirli karakterleri ikinci dereceden kişilerin karakterlerine benzer. Kişilerin karakterlerinin incelenmesi, Stendhal’in çağının toplumunu tanımaya olanak sağlar. O dönemin insanlarının hiçbir değeri yok, sadece bir fiyatı var, çünkü menfaat tek arabuluculuktur. Herkes, başkasıyla olan ilişkisinden kişisel yarar sağlamayı umut eder.
“Az sayıda mutlu azınlığa”, Parma Manastırı’nın sonunda bulunan bu yazı, Stendhal tarafından kitabının onu anlayabilecek çok az sayıda duygulu okuyucuya hitap ettiğini vurgulamak için tercih edilmiş bir semboldür. Fakat, günümüzde, bir avuç mutlu azınlık, mutlu çoğunluğa dönüşmüştür.