Demografik Geçiş, Bağımlı Nüfus, Ekonomik Büyüme ve Yoksulluk.
Nüfus ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki, çok eski zamanlardan bu yana önemli bir tartışma ve inceleme konusu olmuştur. Malthus’un, nüfus artışının ekonomik büyümeyi olumsuz etkilediği yönündeki teorisini ortaya atmasıyla, nüfus ve ekonomi ilişkisi üzerine tartışmalar yeni bir boyut kazanmıştır. Nüfus artışı ve ekonomik büyüme ilişkisini ele alan görüşlerin bir kısmı nüfus değişmelerinin ekonomi üzerinde negatif etki yarattığını öne sürerken, bazıları bu etkinin pozitif olduğunu, bir diğer kısmı ise nüfus değişmelerinin ekonomi üzerinde etkisi olmadığını (nötr) savunmaktadırlar. Ancak, bu yaklaşımların ortak noktası, nüfusun sadece büyüklüğünde meydana gelen değişmelere odaklanmış olmalarıdır. Son yıllarda ise, nüfusun yaş yapısındaki değişmelere odaklanan çalışmalar ön plana çıkmıştır Bu çalışmalara göre, nüfusun yaş yapısında meydana gelen değişmelerin, ülkelerin demografik, sosyal ve ekonomik yapıları üzerinde önemli etkileri olduğu gözlemlenmektedir. Nüfusun yaş yapısında meydana gelen değişimler, yüksek doğum ve ölüm oranlarından düşük doğum ve ölüm oranlarına doğru gidişi ifade eden ve demografik geçiş olarak adlandırılan süreç esnasında meydana gelmektedir.
Demografik geçiş süreci esnasında, toplam nüfus içinde, çocuk ve yaşlılardan oluşan bağımlı nüfusun payının azalması ve çalışan nüfusun payının artması, ülkeler için, gerekli eğitim ve istihdam olanaklarının yaratılması koşuluyla, bir ekonomik büyüme fırsatı yaratmaktadır. Bu fırsat, özelikle, yoksulluğun hala yoğun olarak görüldüğü gelişmekte olan ülkeler için büyük önem arz etmektedir. Gelişmekte olan ülkelerin birçoğu, demografik geçiş sürecini henüz tamamlamamış bulunmakta ve nüfusları yaşlanmadan önce, çalışma çağındaki nüfusun payının artmasını ekonomik büyümeye dönüştürebilme ve doğru politikalarla içinde bulundukları yoksulluğu azaltabilme şansına sahip bulunmaktadırlar.
Bu tez çalışmasında, nüfus ve ekonomi arasındaki ilişki, nüfusun yaş yapısındaki değişmelerin ekonomik büyüme ve yoksulluk üzerindeki etkileri temel alınarak incelenmiştir. Nüfusun yaş yapısındaki değişmeler sonucunda, gelişmekte olan ülkeler ve Türkiye’de, bu değişimlerin, gerekli politika ve düzenlemelerin gerçekleştirilmesi halinde, ekonomik büyümeyi hızlandırıcı ve yoksulluğu azaltıcı sonuçlar yaratacağının ortaya konulması amaçlanmıştır..