Çukurova, ETÇ, Seramik
ETÇ I döneminde, Kilikya Bölgesi daha çok Kuzey Suriye-Mezopotamya ve İç Anadolu Bölgesi ile ilişkili olup, bu dönemde benzer birkaç örnek dışında Batı Anadolu ile ilişkili olmadığı tespit edilmiştir.
ETÇ II döneminde, Kilikya’nın İç Anadolu, Amanosların doğusu, Amuk, Fırat, Kuzey Suriye, Mezopotamya, Levant, Kıbrıs ve Girit ile ilişkili olduğu, bölgenin öneminin daha da arttığı ve Tarsus’un bu dönemde ticarette söz sahibi bir merkez niteliği taşıdığı anlaşılmaktadır. Bu dönemde yapılan ticaret hem karadan hem denizden olup, yoğunluk kazanan ticaret sonucu bölgenin, Batı Anadolu’yu da tanımaya başladığı ve bu bölgeyle ilişkili olduğu anlaşılmıştır.
ETÇ III döneminde ise Çukurova Bölgesi’nde kültürel anlamda çok büyük değişimler olmuştur. Batı Anadolu’ya özgü kap biçimlerinden kase, çark yapımı tabak, depas, tankard, çift kulplu fincan ve matara gibi seramik malzemeleri yanı sıra mimaride de yine Batı Anadolu’ya özgü olan megaron tipi yapılar ortaya çıkmıştır. Bu dönemde, daha az oranda İç Anadolu ve Kuzey Suriye ile ilişkiler devam etmiş ve dönem sonlarına doğru Batı anadolu’ya özgü kap formları ile Kuzey suriye’ye özgü kap formlarının karışımından yerli hamur ile sadece bu bölgeye özgü bir gelenek oluşturmuşlardır.