Sosyoloji Bitirme Tezi

 

bitirme projesi,
tez sunumları,
fizik bitirme tezleri,
matematik dersi performans ödevleri,
tez projesi,
statik kompanzasyon,
bitirme ödevleri,
tez ödevleri,
sosyoloji,
sosyoloji bitirme tezi,
kamu yönetimi,
siyaset bilimi,

 

 

 

 

Sosyolojinin Tanimi ve Konusu

Sosyolojinin Tanimi

Toplumsal iliskileri ve bu iliskileri düzenleyen devlet, egitim, ekonomi, din, aile gibi kurumlarin yapilarinda ve görevlerinde (islevlerinde) meydana gelen degismeleri somut kosullari içinde inceleyen bilime sosyoloji denir.

Sosyolojinin Tarihçesi

Ilk çaglardan beri toplumun yapisiyla ilgilenen düsünürler vardi :

Platon, ideal toplum düzeninden söz etmistir.

Sosyolojinin müjdecisi sayilan Ibn-i Haldun ilk defa devletle toplumun birbirinden farkli oldugunu belirterek toplumsal yasami da incelemistir.

Machiavelli, Thomas More, Francis Bacon, toplumsal sorunlara “çözüm” önerileri getirmislerdir.

Bu düsünürlerden farkli olarak Montesquieu, “Olmasi gereken degil, olan incelenmelidir.” diyerek sosyolojinin sinirlarini çizmis ve bilim olarak dogusuna temel hazirlamistir.

Sosyolojinin, bu sözcügü ilk kullanan Auguste Comte tarafindan 19. yüzyil baslarinda kuruldugu kabul edilir. Comte’a göre sosyoloji, fizik, kimya biyoloji gibi doga bilimlerinin yöntemleriyle toplumu incelemelidir.

Sosyolojinin kurucularindan Emile Durkheim, sosyolojinin konusunun toplumsal olgu oldugunu ve toplumsal yasamin yine diger basit toplumsal olgularla açiklanabilecegini vurgulamistir.

Max **ber’e göre, toplumu ve toplumsal eylemleri açiklamak için genel kavramlardan degil, bireylerden, öznel olarak düsünülmüs anlamlardan hareket edilmelidir. Böylece **ber, psikolojik yaklasimla sosyolojik yaklasimi birlestirmek istemistir.

Ülkemizde, Durkheim sosyolojinin bilim yapma anlayisi Ziya Gökalp ile, Le Play çizgisi ise Prens Sebahattin’le temsil edilmistir.

Platon (M.Ö. 427 – M.Ö. 347) : Platon, baba tarafindan Atina’nin efsanevi krallariyla ve anne tarafindan da Solon’la akrabadir. Yasamindaki en önemli olaylardan biri de, gençliginde Sokrates’le karsilasmasidir. Sokrates’in mahkumiyeti ve idamindan sonra egitimde; özellikle de devlet adami egilimlilerin egitimlerinde derin degisiklikler olmadikça insanin kaderinin umutsuz olduguna karar verdi.

Bu nedenle de, kirk yaslarindayken, Sicilya ve Italya’ya ilk yolculugundan sonra (bu yolculukta Pythagoras’çilarlarla tanisti) aktif politikaya katilmaktansa, sitenin gelecekteki liderlerini yetistirmek üzere Atina’da bir okul kurar. Bu okula üzerinde kuruldugu parkin adi verilerek Akademia dendi. Aristoteles, yirmi yildan uzun bir süre Akademia’da ögrencilik ve ögretmenlik yapmistir.

Machiavelli, Niccolo (1469 – 1527) : Floransali Machiavelli 1498’de disisleri ve savunma ile görevli Ikinci Sansölyelik Sekreterligine atandi. Pek çok ülke dolasti ve diplomatik deneyim kazandi. Floransa’nin bagimsizligi için kurdugu milis birlikleri 1509’da Pisa’nin alinmasinda önemli rol oynadi. 1513’de Medici ailesinin Floransa’ya dönmesinden sonra hapsedildi.

Serbest kalinca, Floransa yakinlarinda yapitlarini yazamaya basladi. Bunlarin içinde en önemlisi; Medicilere sundugu 1513 tarihli “II Principe” (Prens) ‘dir. 1527’de Medicilerin devrilmesi üzerine gözden düstü ve ayni yil öldü. Machiavelli’nin tarih ve siyaset felsefesi üzerine yazdiklari ve karsilastirmali tarih metodu günümüzde de önemini sürdürmektedir.

St. Thomas More (1477 / 78 – 1535) : Aziz (St.), sövalye, Ingiltere Lord Sansölyesi (basbakan), yazar Thomas More 1477 ya da 1478 yilinda Londra’da dogdu, 1492’de Oxford Üniversitesi’ne girdi, 1499’da Erasmus’la tanisti. 1504’de parlamentoya girdi. 1516’da Londra’da ünlü eseri “Ütopya” yi tamamladi.

1523’de Avam Kamarasi’nin sözcülügüne seçilen More, 1534 yilinda uymayi reddettigi yasa nedeniyle Londra Kulesi’ne hapsedildi ve 1535 yilinda da idam edildi. Karl Kautsky söyle yazar : “Amaçladigi bos zaman rüyasini algilayabilmek için üç yüz yildan daha uzun bir süre geçmesi gerekmistir. Ütopya, dört yüz yildan daha eski olmasina ragmen, More’un idealleri yenilmemistir ve hala mücadele eden insanligin ardinda durmaktadir.”

Francis Bacon (1564 – 1616) : Verulam Baronu. 1564 Londra dogumludur. Hukuk ögrenimini tamamladiktan sonra baroya girmeye çalisti. 1593’de Avam Kamarasi’na girdi. Kraliçenin gözdesi Essex Kontu onu himayesine aldi. 1613’de Saray’in bas avukati, 1617’de bas mühürdar, 1618’de bas yargiç ve baron, 1620’de ise vikont oldu.

Ama 1621’de rüsvet almakla suçlanan Bacon devlet hizmetinden uzaklastirildi. Ömrünün son yillarini bilim ve felsefeye adadi. Bacon’un felsefesi’nin temelinde, tümdengelimci mantigin yerine tümevarimci metodu uygulamasi yatar. Ona göre gerçek bilim, nedenlerin bilimidir ve bu yolla insanoglu dogaya egemen olacaktir.

Montesqiueu (1689 – 1755) : Fransiz yazari Montesqiueu, 1689 yilinda dogmustur. Ayni zamanda bir hukukçu olan Montesqiueu, uzun süre hukuk alaninda çalismistir. Yazar olarak taninmasi, onun, 1721 yilinda yazdigi “Iran Mektuplari” adli eseriyle baslar. Montesqiueu’nu ikinci büyük eseri 1734 yilinda yazdigi “Roma’nin Büyüklügününün ve Çöküsünün Sebepleri Hakkindaki Düsünceler” adli eseridir. Montesqiueu’nun en büyük eseri 1748 yilinda yazdigi “Kanunlarin Ruhu” adli kitabidir.

Auguste Comte (1798 – 1857) : Fransiz Auguste Comte, sosyoloji biliminin kurucusu olarak taninmistir. Insan topluluklarinin dogasini ve nasil gelistigini anlamaya çalisti. Comte’a göre, insanlar mulu ve basarili olmak için birlikte çalisma ihtiyacindadirlar.

Comte’a göre, bilimler hiyerarsisinin en tepesinde etik (moral) vardir ve sonra asagiya dogru sosyoloji, biyoloji, kimya, fizik, astronomi ve matematik siralanir. Asagidan yukariya izlendiginde, kuramsal ve tarihsel olarak, basitten karmasiga bilimler birbirlerini izleyerek teolojik, metafizik asamalardan pozitif asamaya, diger bir deyisle etik ve sosyoloji alanina ulasmislardir.

Emile Durkheim (1858 – 1917) : Fransiz toplumbilimci Durkheim 1858 dogumludur. 1902’de Sarbonne üniversitesi’nde kürsü sahibi oldu. Toplumu bir organizma gibi degerlendirmesi ve bir organizma içerisindeki organlarin dayanismasi olgusu gibi bir toplumu da birbiri ile dayanisma içerisinde bulunan organlardan olusan bir bütün olarak degerlendirmistir.

Toplumsal örgütlenme üzerine yaptigi çalismalar toplumbilim çalismalarina yeni bir hamle getirmistir. Bunlarin disinda sosyal-psikoloji ile de ilgilenmis ve “intihar” eylemi üzerine ampirik çalismalar da yapmistir. 1917 yilinda Paris’de ölmüstür.

Max **ber (1864 – 1920) : Max **ber, kapitalizmin gelismesine katkida bulunan Hristiyan ahlaki üzerine vurgu yaparak gelistirdigi Protestanlik kuramiyla ünlü olmustur. **ber sosyolojisi gelenekselden rasyonel eyleme dönüsümü kesfetme ve anlamaya yöneliktir. Gelenek, modern öncesi toplumlarin üzerinde asilmaz bir güç olarak durmaktadir. **ber’e göre, Protestan etigi, gelenegin tutuculugunu kirmistir. Çünkü, Protestan etigi, insanlarin zenginlik elde etmek için çabalamalarini, dinsel onaylar sunarak rasyonellestirir ve cesaretlendirir.

Ziya Gökalp (1876 – 1924) : Idadi’de okurken Arapça, Farsça ve Fransizca ögrendi. Islam tanribilimi ve tasavvuf üzerine çalisti. Ikinci Mesrutiyet ilan edilince Ittihat ve Terakki’nin Diyarbakir subesini kurdu. 1909’da “Peyman” gazetesini çikardi. Ayni yil Ittihat ve Terakki’nin genel merkez üyeligine seçildi. 1912’de milletvekili seçildi.

Dört ay sonra Osmanli Mebuslar Meclisi kapaninca Darülfünun’da 1919’a kadar toplumbilim profesörlügü görevini yürüttü. Birinci Dünya Savasi’nda “Yeni Mecmua” yi çikartti. Türkçülük kavr*****n yayilmasinda öncülük eden Ziya Gökalp, eserlerinde misak-i milli sinirlari içerisinde dogu toplumundan bati toplumuna çevrilmis bir Türk devleti üzerinde durmustur.

Sosyolojinin Amaçlari

– Toplumlari, içinde bulunduklari yere ve zamana göre, nesnel ve somut kosullariyla anlamak.

– Toplumlarin tarihsel gelisim sürecinde geçirdikleri degisimin etkilerini ve yönünü açiklamak.

– Farkli toplumlar arasindaki benzerlikleri saptayip genellemelere ulasmak.

– Mevcut toplumsal verilere dayanarak ileride ortaya çikacak olaylarla ilgili öngörüde bulunmak.

Sosyolojinin Özellikleri

· Sosyoloji, tek tek bireylerin sorunlariyla degil, toplumu ilgilendiren sorunlarla ilgilenir. Örnegin sosyoloji, ilk bakista bireysel bir sorun olarak algilanan “intihar” olayinin toplumsal boyutuyla ilgilenir. E. Durkheim, “Intihar” adli çalismasinda, savas dönemlerinde intihar olaylarinin azaldigini, toplumda kuralsizlik halinin yasandigi ekonomik kriz dönemlerinde ise intihar olaylarinin arttigini göstermistir.

· Sosyolog, toplumsal olaylari kendi deger ve begenilerinin etkisi altinda kalmadan nesnel (objektif) olarak inceler. Durkheim’in deyisiyle sosyolog, toplumsal olaylari “bir esya gibi” ele alir.

· Sosyoloji, olani oldugu gibi inceler. Ahlak, hukuk, din gibi bireylerin nasil davranmasi gerektigine iliskin kurallar koymaz. Bu anlamda, sosyoloji kural koyucu yani normatif degildir. Örnegin, sosyoloji yardim etmeme davranisini iyi ya da kötü olarak degerlendirmez.

· Sosyoloji doga bilimleri gibi deneysel bir bilim degildir. Çünkü, sürekli degisim halinde olan toplumsal olaylari ve toplumsal çevreyi laboratuar kosullarinda gözlemlemek ve yönlendirmek olanakli degildir.

· Sosyoloji, toplumsal kurumlarin (aile, din, egitim, devlet, hukuk) yapilarinda ve islevlerinde meydana gelen degismeleri, tarihsel evrim süreci içerisinde inceler. Örnegin, Cumhuriyet devrimiyle beraber din kurumunun islevinde meydana gelen degismeler sosyolojinin alanina girer.

· Sosyoloji, toplumsal olgularin nedenlerini bireylerde degil diger toplumsal olgularda arar. Örnegin, köyden kente göç olgusunu inceleyen bir sosyolog, bu olguyu bireysel tercihlerle açiklamaz. Göçün nedenini tarimda traktörün kullanilmasina, sulu tarimin yapilmamasina, miras yoluyla topraklarin parçalanmasi vb. gibi diger toplumsal olgulara baglar.

· Sosyoloji, toplumsal yapiyi bir bütün halinde inceler. Diger toplumsal bilimler toplumsal yasamin farkli yönlerini ayri ayri incelerler. Örnegin, sosyal antropolog kültürel yapiyi; ekonomi, mal ve hizmetlerin üretimini, bölüsümünü ve tüketimini; tarih, geçmiste olup bitenlerin nedenlerini belgelere dayanarak saptamaya çalisir. Sosyoloji ise, toplumsal yapi içerisinde yer alan kültürel ögeleri, ekonomik iliskileri, tarihsel geçmisi, cografi konumu bilmek zorundadir. Bu yüzden de sosyologlar sürekli olarak diger toplumsal bilimlere basvurma gereksinimi duyarlar.

Toplumsal Olay ve Olgu

Toplumsal Olay

Insanlar arasi iliskilerden dogan, bir defada olup biten yeri ve zamani belli toplumsal olusumlara toplumsal olay denir. Örnegin, Ahmet ile Ayse’nin evlenmesi, Türkiye’deki 1974 genel seçimi birer toplumsal olaydir.

Toplumsal Olgu

Toplumsal olaylarin tekrar etmesiyle dogan, mekandan ve zamandan bagimsiz kavramlardir. Örnegin, Ahmet ise Ayse’nin evlenmesi bir toplumsal olayken evlilik bir toplumsal olgudur. Türkiye’deki 1974 genel seçimi bir toplumsal olayken seçim bir toplumsal olgudur.

UYARI : Toplumsal olaylar somut ve özel, toplumsal olgular soyut ve geneldir.

Toplumsal Olayin Özellikleri

• Toplumsal olaylar, insanlarin bir arada yasamalarindan dogarlar.

• Toplumsal olaylar bireyin disindadir ve bireye baski yaparlar.

• Birey toplumsal olaylari toplum içinde hazir bulur ve “toplumsal kalitimla” diger kusaklara aktarir.

• Toplumsal olaylar tarihsel gelisim sürecinde ayni toplumda zamanla degisirler.

• Toplumsal olaylar toplumdan topluma da farkliliklar gösterirler.

• Toplumsal olaylar sayilarla ifade edilebilir.

Yanıt yok

Bir yanıt yazın

Tez Ödev Talep Formu

Son Faaliyetler
Aralık 2024
P S Ç P C C P
 1
2345678
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031